hesabın var mı? giriş yap

  • bu tayyip öyle yüce, öyle münezzeh bir şahsiyettir ki, hz. muhammed(sav) bile onun başımıza geleceğini önceden müjdelemiştir. tıpkı fatih sultan'ın istanbul'u fethedeceğini müjdelediği gibi;

    "ahir zamanda dünya menfaati için dini âlet eden riyakârlar çıkar. sözleri baldan tatlıdır. bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur." [tirmizi]

  • norwich city kulubunun logosunda neden kanarya oldugunu ogrenmek.

    on bilgi: bildiginiz uzere rte tum toplumu soma katliami ile ilgili, bu isin fitratinda olum var deyip bir guzel aptal yerine koydu. verdigi ornekleri de 1800'lu yillardan ve 1900'lu yillarin basindan secti.

    o yillarda maden kazalarinda karbonmonoksit zehirlenmesinden korunmak icin madenciler yanlarinda bir kafeste kanarya indiriyorlar. kanarya insanlarin farkedemedigi seviyelerde karbonmonoksiti farkedip hizlica bayiliyor veya oluyor. bunu farkeden madenciler de hizla madeni terkediyorlar. (evet, ornek verilen yillardaki teknoloji bu!)

    bu sebeple madencilerin can dostu olan hayvan kanarya.

    norwich city de taraftarlarinin cok onemli kismi madencilerden olusan bir kulup. dolayisiyla logosunda da bu sebeple kanarya var.

  • 12 yıldır bu yönetimi çekmenin tek güzel yanı, 12 yıllık uzun bir süreci ardımızda bırakmış olmamız. . . banka kredimin son dönemine girmiş gibi hissediyorum.

    edit: 2018 olmuş ya, öde öde bi ömür bitmeyen kredi borcu gibi hissediyorum.

  • ahmet çakar: özhan canaydın gibi başkanın değil elini, şimdi söyleyemeyeceğim yerini bile öperim.

    rok: her yerinden öpüyorum rüştü'ye döndü bu ya

    sıvacı ertem: yeaa ne alakası var onunla bunun.

  • türkiye'de 2006'da açılıp 2011'de kapanmış kanaldır.

    tutunamadı çünkü;

    yöneticileri dönemi iyi analiz edemediler. 2004-2012 arası türkiye'de rock'ın zirve yaptığı dönemlerdir. sadece türkiye'de değil dünya genelinde rock ve metal tekrar hareketlilik kazanmıştı. büyük gruplardan uzun aradan sonra albümler geliyor, yeni türün avangart grupları iyi işler çıkarıyor. nirvana michael jackson'ı zirveden indirdiği gibi 2000'lerin başında da linkin park birtney spears ve eminem gibi şarkıcıları zirveden indiriyordu.

    kanalın açıldığı dönemde grupların çıkardığı albümlere bakalım;

    -emo türünün zirve yıllarında my chemical romance en iyi albümleri the black parade'ı,

    -him dark light ve venus doom'u,

    -linkin park minutes to midnight'ı

    -muse black hole and revalations'ı

    -metallica 5 yıl aradan sonra death magnetic'i,

    -megadeth ard arda united abominations ve endgame'i,

    -slayer 5 yıl aradan sonra christ illusion'u,

    -iron maiden a matter of life and death'i,

    -avenged sevenfold city of evil'i,

    -trivum 2005-2008 arası ascedancy, the crusade ve shougun'u,

    -bullet for my valentine ilk albümleri the poison ve scream aim fire'ı

    -system of a down mezmerize ve hypnotize'ı,

    -gojira en iyi abümleri from mars to sirius ve the way of all flesh'i,

    -korn see you the other side ve untitled'ı,

    -slipknot all hope is gone'ı,

    -audioslave out of exile ve revalations'ı,

    -tool 10.000 days'i vs...

    yerli gruplardan şebnem ferah can kırıkları'nı,

    -teoman renkli rüyalar oteli'ni,

    -ogün sanlısoy üç'ü,

    -almora 1945'i,

    -pamela cehennet'i

    özlem tekin 109876543210'ı

    -kurban insanlar albümünü çıkartıyor.

    bu albümler 2005-2008 yılları arası çıktı. kanal 2006 yılında açıldı. böyle büyük bir enerji birikimini mtv türkiye büyük bir depreme çeviremedi. bu grupların parçalarını yayımladılar ama yeterince değil. metallica'nın the day that never comes klibi gösterilirken akabinde koca göğüslü r&b klipleri karşılıyor bizi. bu da yetmezmiş gibi vıcık vıcık denyo tiplerin izlediği amerikan reality show'larını, rapçilerin araba programlarını yayımlamaya başladılar. zaten son dönemlerin bu tür programlara iyice ağırlık verdiler. rock müziği tamamen arka plan attılar.

    rock ve metal zirvedeyken dream tv gibi herkesin sesi olmaya çalıştılar. büyük gruplar bomba albümler çıkartırken onlar ısrarla tekno müzik koymak istediler. popçu ve arabeskçi yuvası kral tv bile rock'a boyun eğip özlem tekin'e program yaptırdığı böyle müzikal zenginliğin olduğu bir dönemde beceriksiz yöneticiler yüzünden 5 yıl dayanabilip kapandı kanal.

  • bi gün esenboğa havalimanı'na gidiyorum birini karşılamak için.
    arabaya bindim.
    klasik ankara soğuğu.
    camlar buzlanmış.
    arabanın kaloriferini açtım, çözülsün diye beklerken tık tık diye bi ses geldi yan camdan.

    adamın biri ben sizin komşunuzum ne tarafa gidiyosunuz dedi.
    havalimanına gidiyorum dedim.
    beni de çevre yolunda elvankent ayrımında bırakabilir misin dedi.
    olur dedim.

    sohbet etmeye başladık.
    öğretmenmiş.
    servisi kaçırmış.
    mahcup bi şekilde konuşuyo.

    mahalleden bahsederken dedi ki cemal abi öldükten sonra tadı kalmadı buraların.
    - o kim abi?.
    - cemal safi dedi şair olan. bizim mahallede yaşıyodu.
    - hiç duymadım valla.

    uyduruktan kendi çapında biri diye düşündüm.
    dur dedi sana bir şiirini okuyayım.
    başladı okumaya.
    bi yandan hızlı gittiğim için hem çok dinleyemedim.
    hem de bulunduğum ortam tuhaf geldi.
    hiç tanımadığım adamın biri bana arabada şiir okuyo :)

    bi 5 dk sonra şiir bitti.
    güzelmiş abi dedim.
    sen eve gidince bi bak internetten dedi.
    yol ayrımında indirdim adamı.

    eve gidince aklıma geldi.
    cemal safi diye aratınca bir de ne göreyim.
    orhan gencebay'ın da okuduğu ya evde yoksan'ın, ayşen'in; candan erçetin'in okuduğu git'in yazarıymış.
    cahilliğimle baş başa kaldım.

    sonra bütün şiirlerini okudum.
    gerçekten çok güzel şiirleri varmış.
    kısacık yolculukta çok değerli bir şey öğrenmiş olmak çok mutlu etti beni.

  • yeterli kalifikasyona (bunu mu demek istediniz: liyakat) sahipse gençlere iş var demiş hazretleri.

    artık bambaşka bir boyuta geçtik resmen. yani yalanlar, palavralar falan bir tarafa, bu açıklama bizim boyut değiştirdiğimizi gösteriyor.

    üniversiteler, bir takım dümbeleklerin babasının çiftliği olmuş. kamuda torpilsiz çöpçü bile olamazsın. özel sektör desen, hangi özel sektör? hani şu beleşten ihale kaparak, vatandaşın sırtından geçinmeye alışmış özel sektör mü? gençlerin eğilip bükülmeden, sırf sahip oldukları kalifikasyonlarına (o nedir allah aşkına, ahahah) göre yerleşebilecekleri hemen hemen tek yer, uluslararası kurumlar ve şirketler. devletin tüm kurumlarının paçalarından liyakatsizlik (evet, doğru kelime bu) akıyor. ama zatı şahaneleri o kelimeyi bile kullanamıyor, çünkü gençler yıllardır bas bas bağırıyor liyakat istiyoruz diye.

    ve kendisi bunu söylerken, burnu pudralı gençler makamlardan makam beğeniyor, galerici gibi otomobilleri diziyor garajına.

    utanma eşiğini geçeli çok oldu. ama esas utanması gereken de bu millettir, biziz yani.

    çünkü adım adım geldik bugünlere. hiç bir şey bir gecede olmadı. hep daha fazlasını isteyenlere daha fazlasını verdi bir kesim. bize de üç beş bir şeyler damlar diyerek. koskoca ülke, resmen çapulcular, dilenciler cennetine döndü.

    bir başkanlık referandumu vardı, hatırlar mısınız? ne vaat edildi o referandum öncesi? hızlı karar alınacak denildi.

    bakın salgın sürecinde gördük bunu mesela. akşamın bir saati, o gece sokağa çıkma yasağı geleceğini öğrendi millet. dün de mesela şıp diye bir takım kararlar alındı. daha doğru dürüst ne kararlar alındı, onu bile anlayamadık. alın size jet hızıyla alınan kararlar. turşusunu kurun.

    sağlık bakanının tükürüğü kurumadan, erdoğan onun bahsettiği önlemleri çiğniyor. neden çiğnemesin ki? esnaf diyor ki yasak bir tek bize mi var, adamlar kongre yapıyor bir şey olmuyor da biz üç müşteri alınca mı yasak oluyor? ulan elbette öyle, manyak! sen vermedin mi yetkiyi, sen demedin mi bal tutan parmağını yalar, sen demedin mi itibardan tasarruf olmaz vesaire? al sana itibar, al sana güçlü bir başkan. daha ne istiyorsun?

    koyun gibi güdülmeyi bekleyen bir toplumla demokrasi falan olmaz. kendini güdecek çoban arayan bir milletin de boğazı kesileceği zaman uyanıp, feryat figan etmesinin bir anlamı yoktur.