kedi

• mamasi munise kim mi?
  
  o dünyanın en asil prensesi. aynı zamanda en huysuzu da. huysuz ve asil prensesim diye sevdim o’nu hep.
  kimseye minnet etmez, istediği zaman gelir, istediği zaman köşesine çekilir. mamaya hiçbir zaman hayır demez. başından, ensesinden sevdirir ama başka yerine dokundurtmak istemez. hem neresinden seversen sev fazla sıkıştırılmaktan, mıncırılmaktan hiç hazzetmez.
  
  aaa bir de keman sesini hiç sevmez. hele ben çalıyorsam, “sıçarım senin çalacağın kemana” der gibi gider kakasını yapar. kakayı yeni yaptıysa çiş yapar. neyse ki isyanını tuvalet dışında yerlere yaparak göstermeyecek kadar da bilinçli ve titizdir.
  pencereden arka bahçeyi seyretmeyi çok sever. belki de sokaktaki günlerini hatırlar o zamanlarda, acı tatlı anıları gelir aklına, kimbilir…
  
  hiç kimseyi sallamaz. kardeşi cimcime’nin o’ndan ödü kopar, koridorda yanından geçmesi gerekirse büyük bir dikkatle geçer. ama mamasi munise o’nu sallamaz bile. hatta cimcime yanına biraz yaklaşsa küçücük bir pati darbesi veya tıslamayla üstünlüğü ele geçiriverir hemen.
  en sevdiği yer yatak odasındaki yatağımın köşesi veya oraya monte edilmiş kendi yatağıdır. insan içine karışıp biraz sosyalleşmek isterse salona gelir ve pencerenin önündeki sehpaya çıkar. oradan yine sokağı seyreder. bazen de ikili koltuğun yastığının tepesine tüner.
  
  bazen cimcime’yi taklit eder. ikili koltuğun tepesinde de yatılabileceğini cimcime’den görmüştür mesela. veya mama beklerken miyavlayarak talebini dile getirmeyi.
  insana “acaba cimcime kadar sevilmediğini mi zannediyor, acaba o’nun gibi davranırsa daha çok sevileceğini mi düşünüyor” diye sordurtur.
  
  zamanının çoğunu geçirdiği odasında mama ve su her zaman vardır. ama o üşenmez, salona gelir, salondaki mamayı yer, suyu içer ve yatak odasına geri döner. dönmeyip biraz salonda kalmayı tercih ettiği zamanlarda kendimizi şanslı hissederiz.
  yüzü kalemle çizilmiş gibi güzeldir. badem gözleri, gözünün kenarındaki sürmeleri, pespembe minik burnu, dimdik duran koca kulakları, boynu, gerdanı ve bir de o koca göbüşüyle dünyanın en güzel kedisi, hatta en güzel canlısıdır. güzelliğinin farkındadır da… ondandır bu asilliği, minnet etmezliği.
  
  ama işte… bir de kötü huyu var, hasta olmuştur. kanser… yani herhalde kanser. acı çeker, boğulur, derdini anlatamaz bi de. ya da belki anlatır da, oyun oynamayarak, hep sakin odalarda yalnız takılmayı tercih ederek filan… belki anlatır da o’nu koruması gereken insanlar anlayamaz. yaşlılığına verir, karakteri öyledir der, hep bir sebep bulur ve anlamaz.
  
  sonra günün birinde acıları öyle artar ki, o’nu koruması gereken insan acıdan, boğulmaktan kurtarması gerektiğini fark eder. hatta bunu daha önceden yapmış olması gerektiğini de. ve sonunda sorumluluk alır. artık kurtardığı daha kaç saatlik, kaç günlük acıdır bilinmez, munise prenses fazlasıyla çekmiştir bu dünyadan gitmeden. insanı kendini affedemez. hastalığını daha erken fark etmediği için, fark ettikten sonra da acılarını daha erken sonlandırmaya cesaret edemediği için kendini suçlar, pişmandır. ama bu pişmanlık ne munise’yi geri getirir, ne de acılarını çekilmemiş yapar.
  
  mamasi munise’nin insanı derinden yaralanmıştır. o’nu artık göremeyeceği için, parkede yürürken çıkardığı çıtır çıtır sesli duyamayacağı için, mutfak kapısında mama isteyen gözlerini göremeyeceği için, hatta keman çalmasına tepki olarak sıçmasını bile göremeyeceği için kalbi ağrır.
  
  munise’nin insanı kendini affedemez. munise’yi ne hak ettiği kadar, ne de gerektiği kadar koruyamamıştır. evet sevmiştir, çok sevmiştir ama acıdan koruyamamıştır.
  
  mamasi munise’nin son zamanlarında çektiği acıyı artık ömür boyu yüreğinde taşıyacaktır.
  
  görsel
  görsel
• gece sıcaklayıp üstümü açtığımda ayağıma saldıran piç hayvan.
• dişi bir kedim var. 9 yaşında. artık çok doğurdu.kısırlaştırmak istiyorum.istanbul'da tecrübe ettiğiniz bir klinik var mı? önerebileceğiniz.
• sevgimi ne şekilde dile getirirsem getireyim tatmin olamıyorum insan sevdiklerini "yiyebilse"^* keşke…
  
  görsel
• dünyanın en iyi hayvanı. hayatımda rezalet olmayan bir kedi tanımadım.