2052 entry daha
  • yaşadığımız coğrafyada kısmen doğru önerme. neden diyecek olursanız; bunun cevapları toplumun eğitim düzeyi, kültürel dinamikleri ve sorun çözme metotlarında gizlidir. medeniyetin tüm tebaaya yayıldığı toplumlarda bir kere bir eğitim felsefesi vardır ki bu felsefeyle beraber o topluma ait bireylerde bir bilinç oluşur. bu bilinç, empati kurma, ahlak, adalet ve genel sorunların çözümünün kişisel değil toplumsal olduğu yönünde kemikleşmiş bir duyarlılık kazandırır.

    bunu biraz daha somutlaştıracak olursam eğer şöyle devam edelim: örneğin, öğrenme psikolojisinde ceza yöntemi tasvip edilmez. yani çocuk, tehditle, bir şeylerden mahrum bırakılmakla ya da bağırıp çağırmakla hizaya getirilmez. ama bu kurallar, o toplumda yetişen çocukların yukarıda saydığım bilinçli olma durumları ile yakından ilişkilidir.

    çoğu arkadaşım, çocuk yetiştirirken şunu söylüyor: ''okulda öğrendiğimiz metotları bir türlü bizim çocuklarda uygulayamıyoruz.'' e uygulayamazsın tabii ki. çünkü senin toplum hafızanın çoğunda bu metotların karşılığı yok. akran zorbalığı yapan da akran zorbalığına maruz kalan da ne yapacağını bilemiyor haliyle. daha doğrusu ahlak ve adalet anlayışı tamamen gücün tekelinde kalmış. öyle değil mi? adam diyor ya bizim oralarda ''teşekkür ederim'' diyen kültürlü sayılıyor ya da aciz bir kimse olarak biliniyor falan filan.

    sizin çocuğuna vuran bir çocuğu okul yönetimine ya da aileye şikayet etmek daha baştan zorbalığa maruz kalan çocukta baskı oluşturuyor. bunu söyleyemeyen ve tüm sene boyunca dayak yiyen çocuklar var. bu çocuklar okuldan soğuyor, özgüvensiz yetişiyor ve akademik serüvenleri daha başlamadan bitiyor.

    şiddet hiçbir şeyin çözümü değil ama yapmayın arkadaşlar bunu diyen ebeveyni de eleştirmeyin. norveç ya da isviçre'de yaşamıyoruz. çünkü bunu diyen ebeveyn çocuğunun akran zorbalığında okul içinde yalnız olduğunu ve bunu eğer kendi engellemezse açık hedef haline geleceğini bilen ebeveyndir. ve bu ebeveyn bilin ki olayların bu raddeye gelmemesi için şiddeti engelleme, yetkili kişilere şikayette bulunma adımlarını tamamlamış ebeveynlerdir. yaşadığı coğrafyada elinde kala kala bu metot kalmıştır.

    ben çocuğuma yekten sana vurana sen de vur demiyorum tabii ki. öncelikle durumu anlatıyorum. sana vuran kişi neden sana vurdu bunu bir düşün. mantıklı bir açıklaması yoksa ikinci teşebbüsünde onu engelle ve şikayet et. hala daha devam ediyorsa ki çoğu vaka devam eder, o halde kendini savun ve ona anlayacağı dilden cevap ver. gücün mü yetmiyor? hiç önemli değil. bu tepkin dahi karşı tarafta (ki karşı tarafın tamamen empatiden ve sağ duyudan uzak olduğunu sayarsak) bir geri adıma sebebiyet verecektir.

    maalesef ki akran zorbalığı global bir sorun. keşke elimde gizli bir güç olsa da bunu önleyebilsem ama heyhat ki bu mevzuu sonsuza kadar devam edecek. toplum dinamiklerini sağlam kurmakla, bir arada yaşamanın erdemini anlatmakla vs büyük ölçüde azaltılabilir ama tamamen yok etmek tamamen ütopik bir fikir. o yüzden çocuğunuzun gelişimini, öğrenmesini ve nasıl davranması gerektiğini çevreyi de göz önüne alarak planlamaya dahil etmelisiniz.
  • (bkz: buyrun benim)

    henüz ebeveyn değilim ama olunca söyleyeceğim.
  • zamanında okulda, sırf canları acır diye insanlara vurmaktan çekinen biri olduğum için sürekli dayak yemem sonucunda bana yol gösteren ebeveyndir. sayelerinde yediğim dayak azaldı. burası türkiye canlarım, naifliğe çok da yer yok. naifler arasında bile.
  • bu toplumda sürekli olarak en doğru şeyi yapmaya çalışan insan cezalandırılıyor. iş yerinde yalaka seven müdürleri sizin çocuğunuzu "kum torbası" gibi kullanmasını istemiyorsanız, arkadaşları tarafından sürekli kullanılmasını istemiyorsanız, ilişkilerinde en toksik kişi tarafından yıpratılmasını veya aldatılan terkedilen tarafta olmasını istemiyorsanız çocuğa nerede ve ne zaman savaşması gerektiğini de öğretmeniz gerekiyor...

    günümüz öğretmenleri zorbalık gören çocukları korumasını geçtim toplum önünde daha da rezil ettikleri için konuyu öğretmenlerin eline bırakmaması gerektiğini er ya da geç ögrenecektir...
  • demesin de çocuğu hayatı boyunca dayak yiyen ezilen taraf mı olsun. laf söyleyene laf söyleyecek, vurana vuracak ama çiçek verene de çiçek verecek. henüz baba olmadım ama günün birinde evlenip çocuk yaparsam bu felsefede yetiştiririm.
  • bu artık bir zorunluluk. çocuğunuz dayak yediğinde okul yönetimleri en fazla döveni çağırıp yalandan bir uyarıyor. zaten yetkileri çok az ve kimse arkasında durulmayacağı için başına dert almak istemiyor.
  • karşıdaki osurunca sıçmazsanız götü yok sanarlar.
    dönüşeceğim ebeveyndir.
54 entry daha
hesabın var mı? giriş yap