2036 entry daha
  • bir raconu, adabı varmış meğer.
    teslim olma paradoksunda gizli, insan ancak teslim olursa özgürleşebilirmiş.

    beyaz bir güvercin geliyor aklıma hemen.
    altın kafesin kapağı açık unutulmuş da hür olma arzusuna daha fazla karşı koyamadığından gökyüzüne doğru kanat açmış minik bir güvercin.

    az uçmuş, uz uçmuş, dere tepe düz uçmuş.
    gökyüzü koşulları onu öyle korkutmuş ki; yağmura, kara, sert esen rüzgara kanatları daha fazla dayanamamış. ne de olsa bir kafese aitmiş o.

    öğrenilmiş çaresizliğini öyle içselleştirmiş ki, hür olmanın gereksinimlerini iyice bellemeden yeni bir kafes bulmanın yollarına girmiş. bu kez gümüş, hatta bakıra bile razı gelmiş.

    oysa içindeki alev haykır haykır haykırıyormuş; artık bir yerlere sığamazmış. her gece rüyasında diğer kuşlar gibi uçuyor, sonsuza dek yorulmadan kanat çırptığını görüyormuş.

    rüzgara teslim olmanın vakti gelmiş; hür olmanın bedeli ancak kendi sınırlarında anlam kazanabilirmiş. şimşekle, fırtınayla, gök gürültüsüyle, korunaklı bir kafes içinde değil, sadece ufka doğru çırptığı kanatlarıyla savaşabilirmiş.

    kendi inancı uğruna savaştığı bir yaşam ne büyük bir erdemmiş.

    kafesin kapağını kendi açmış, dünyada karşılaşacağı tüm afetlere karşın kanatlarını gökyüzüne teslim etmiş.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap